Yeniçeri, MHP’nin Esenyurt seçim bürosuna yönelik saldırıya ilişkin, “Provokasyon yaparak kaos çıkarmayı amaçlayan bu saldırıyı gerçekleştiren katil sürülerinin bir an önce ortaya çıkarılması iktidarın görevidir” dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, İstanbul’da MHP seçim irtibat bürosu açılışında yaşanan silahlı saldırıya değinen Özcan Yeniçeri, “Provokasyon yaparak kaos çıkarmayı amaçlayan bu saldırıyı gerçekleştiren katil sürülerinin bir an önce ortaya çıkarılması iktidarın görevidir” dedi. Yeniçeri, iktidarın durumun ciddiyetini kavramasıyla bundan sonra planlanan provokasyonların akim kalmasını sağlayacağını ifade etti.
“HSYK Kanun Tasarısı, hukuk devletine ve demokrasiye uygun olsaydı siyasal iktidar bu tasarıyı dondurmazdı” diyen Yeniçeri, demokratik ve sivil kültürün yerleşmediği toplumlarda hukuk devletinin biçimsel olacağını, hukuk devletinin olduğu yerde paralel devlet ya da derin devlet olmayacağını belirtti.
FİŞLEME İDDİALARI
Fişleme iddialarıyla ilgili elinde bulunan bir belgeyi gösteren ve hükümetin fişleme yaptığını ileri süren Yeniçeri, “Hatırlanacağı üzere 25 Ağustos 2004’teki Milli Güvenlik Kurulu’nda AK Parti iktidarının yetkililerince imzalanarak yürürlüğe sokulan ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ ortaya çıkarılmıştı. Hükümet yetkilileri buna karşın ‘o kararlar uygulanmadı, yok hükmünde’ savunması yapmışlardı. Altında Başbakan Tayyip Erdoğan ve dönemin hükümet üyelerinin de imzasının bulunduğu belgeyle ilgili olarak Yalçın Akdoğan ‘kararlar yok hükmünde kabul edildi, hiçbir işlem yapılmadı’ derken, Başbakan Yardımcıları Mehmet Ali Şahin ve Bülent Arınç da, ‘Tavsiyeydi, uygulanmadı, bir tek adım atmadık’ savunmasını yapmışlardı. MGK kararının hemen ardından konuyla ilgili görevlendirilen dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in yazışmaları ve fişleme belgeleri de yayımladı. Bunun üzerine hükümet yetkilileri, ‘Ömer Dinçer’in emriyle uygulamaya konulan belgeler cemaatle ilgili değil, irticayla mücadele kapsamında hazırlanan çalışmalardı’ açıklamasını yapmıştı. Yalnız cemaati değil aynı zamanda MHP ve CHP gibi siyasi partiler de AK Parti tarafından MİT tarafından fişletildiği iddiaları ortaya atılmıştı. Bir gazete 13 ve 14 Haziran 2013 tarihlerinde ‘CHP ve MHP’lilerin kamu ihaleleri öncesi MİT tarafından fişlendiğini’ yazmıştı.
Yayınlanan belgelerde Başbakanlık ile MİT arasında özel bir telefon hattı kurulduğu, güvenlik tahkikatlarında, ihale verilecek kişilerin tespitinde ideolojik durumlarının hukuken sıkıntı yaratmamak için şifahi bilgi verileceği bilgileri yer alıyordu. Haklarında ideolojik olarak ‘olumlu, müspet’ notu düşülenlerin de MİT tarafından Başbakanlığa telefonla bildirileceği belirtiliyordu. MİT’in fişleme belgelerinin ardından MHP’li işadamlarına ihale verilmemişti. Bir şirketin MHP Erzurum İl Teşkilatı’na bürosunu kiraya vermesi de MİT tarafından suç olarak kabul edilip, fişleme belgelerine sokulmuştu. Bu şirket de fişlemenin ardından ihaleye alınmamıştı. MİT, bu haberleri önce yalanlamış, iddiaların gerçek dışı olduğunu açıklayarak, fişleme yapmadıklarını iddia etmişti. Ardından CHP ve MHP’nin fişlendiğine ilişkin haber yapılmaması için de mahkemeden yayın yasağı kararı aldırmıştı. MİT’in yayın yasağı talebine ilişkin gerekçesinde ve haberi yapan gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. MİT Hukuk Müşaviri tarafından savcılığa gönderilen yazıda ‘anılan yayın organı tarafından detaylı açıklanan gizlilik dereceli çalışmaların ve bilgilerin Müsteşarlığın görev ve faaliyetleriyle ilgili bulunduğu, devletin güvenliği ile iç ve dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgi ve belgelerden olduğu tartışmasızdır’ denilerek, yayınlanan belgelerin doğruluğu dolaylı olarak kabul edilmişti. 17 Aralık’ta yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Tayyip Erdoğan’a 2 bin kişilik bir listenin rapor edildiğini yazmıştı. Kuzu, listede ‘rütbeli emniyetçi, akademisyen, bürokrat, hakim, savcı, basın mensubu ve işadamlarının yer aldığını’ kaydetmişti. ‘İstihbarat raporunda, devlet içindeki paralel yapının planı detaylarıyla yer aldı. 42 ilde yapılacak cadı avı engellendi’ iddiasında bulunmuştu. Başkanın yazdığı rapor, fişlemeleri akıllara getirmişti” dedi.
BELGEYİ OKUDU
Elindeki belgeyi okuyan Yeniçeri, “Sizlere fotokopisi dağıtılan belgeyi buradan okuyorum. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer imzalı bu belge 12.09.2012 tarihini kapsıyor. Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na hitaben yazılmıştır. Bu belge 12.09.2012 tarihlidir. Bu belgeye göre ‘İrticai (Siyasal/İslam) Faaliyetlerine Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi’ gereğince Bakanlığımız tarafından alınacak 21 maddelik tedbir maddesi ile yine Başbakanlık Müsteşarlığı’nın ilgi (c) yazılarıyla bir madde daha eklenerek 22 maddelik tedbir maddesi Bakanlığımızca uygulamaya konulmuştur’ diyor. 18.05.2000 tarihinde Başbakanlık oluru ile yürürlüğe sokulan ‘irticai faaliyetlere karşı Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu ile koordineli bir şekilde çalışılması gereken tedbirlerin tespiti ve takibi amacıyla Bakanlığımızda İrticai Faaliyetleri Takip ve Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur’ diye açıklanıyor. Yazıda yapılan takip, tespit ve fişleme sonucunda hazırlanan 3 CD de ilgililere gönderildiği belirtilmiştir. Bu belge 28 Şubat sonrası uygulamaya konulan ‘İrticai Mücadele Eylem Planı’ gereği fişleme, izleme ve raporlama sisteminin AK Parti iktidarı döneminde de aynen devam ettiğini, fişleme belgelerinin muhafaza ve müdafaasının yapıldığını göstermektedir” diye konuştu.
Yeniçeri:'Ortaya çıkarmak iktidarın görevi'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder