Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Sümer Öztanrıöver, sınava hazırlığın, rekabetin had safhada olduğu, maddi manevi emekler verilerek hazırlanılan bir süreç olduğu belirtilerek, sınava iyi hazırlanan birçok gencin, gizli veya açık sınav kaygısı nedeniyle ya başarısız olmakta ya da kapasitesinin çok altında bir sonuç aldıkları bildirildi.
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Öztanrıöver, yaptığı açıklamada, sınav kaygısının, vücudumuzun tehlike karşısında verdiği doğal bir alarm tepkisi olduğunu söyledi. “Otonom sinir sistemi dediğimiz irademiz dışında çalışan sinir sisteminin tehlike ile baş etmede kullandığı iki tepkimiz vardır” diyen Öztanrıöver, birinci tepkinin Savaş-kaç tepkisi olduğunu bildirdi. Öztamrıöver, “Bu tepkide, vücutta adrenalin salgılanır; terleme, nabızda artış, solunumda hızlanma ile vücudu fiziksel aktiviteye (tehlikeden kaçmaya veya savaşmaya) hazırlar. Sınav kaygısı, öğrenci ve çevresi tarafından açıkça fark edilir. Öğrenci, sınav yaklaştıkça korkusunun ve heyecanının arttığını deneyimler, uykusuzluk, çarpıntı, nefesinde yetmeme hissi, mide-barsak sorunları, konsantrasyon güçlükleri ortaya çıkabilir. Kaygı arttıkça deneme sınavlarındaki performansı giderek düşmeye başlar. Asıl sınav sırasında korku, panik hissi had safhadadır” dedi.
İkinci tepkinin ise “Donma tepkisi” olduğunu anlatan Öztanrıöver, “Burada, tehlike çok büyük, baş edilemez algılanıyorsa veya bilinçdışında ise donup kalma tepkisi ortaya çıkar. Kalp hızı ve kan basıncı düşer, konsantrasyon azalır. Donma tepkisinde öğrenci, korku-panik hissetmez, ancak zihnini donmuş gibi hisseder, aklına hiçbir şey gelmez, soruları algılamaz” diye konuştu.
“Sınavda başarısız olma ile ilgili tehlike hissi üstünüze doğru hızla gelen bir aracın yarattığı etkiyi yapar” diyen Öztanrıöver, şunları kaydetti:
“İlkel beyin, kontrolü ele geçirmiştir. Beynin muhakeme etme, yargılama, dikkat, konsantrasyon gibi sınavda gerekli olan üst kortikal merkezlerine erişim engellenir. Bu nedenle öğrenci, basit dikkat hataları yapar, paragrafı defalarca okur, algılayamaz, evde rahatlıkla çözeceği soruları sınavda yapamaz. Gizli sınav kaygısı yaşayan bir genç ise gayet rahattır, korku ve endişe hissetmez, deneme sınavları da iyidir. Gerçek sınavda da soruları gayet rahat çözer. Ancak sınavdan sonra o kadar çok ve basit hatalar yaptığını görür ki, kendisi de şaşkındır, çevresi de. Sonuçta iyi hazırlanmıştır, görünürde kaygı da yoktur. Burada tehlike hissine yol açan şey ‘Bu gerçek sınav, iyi yapmalıyım’ düşüncesi, muhtemelen donma tepkisiyle algılarda kapanmaya yol açıyor gibi görünmektedir.”
“Korkma, korkmamalısın” diyerek yok edilen bir korku türünün olmadığını vurgulayan Öztanrıöver, şöyle konuştu:
“Çünkü korku, kaynağını bilinçdışından alır. Sonuçta genç, sınavda ölmeyeceğinin bilinçli olarak farkındadır. Ancak bilinçaltı zihin, bir ölüm-kalım mücadelesi vermektedir. Bazen kaygı, sınavın başından itibaren olurken, bazen de başlarda kaygı olmaz ama üst üste birkaç soruyu yapamama, zamanın azalmasıyla ilgili panik duygusu gibi durumlar kaygıyı tetikleyebilir. Bu yüzden sınavda duygularını kontrol edebilme, sınav başarısı için çok önemlidir.
Öğrencinin özsaygısı ile ilgili negatif inançları, sınav sonucunu değeriyle bir tutma, kazanamazsa hakkında ne düşünecekleri, yeterince hazırlanamadığı ile ilgili düşünceler, ailesine-öğretmenlerine layık olamama ile ilgili düşünceler ve sonuç odaklı beklentiler, sınav kaygısının altında yatan negatif inançlardan-düşüncelerden birkaçıdır. Sınav kaygısı olan birçok genç daha fazla çalışarak kaygıyı yok etmeye çalışır. Ancak sorun bilmemek değil, bildiğini sınava yansıtamamaktır. Sınav kaygısı bir Performans Anksiyetesi olup profesyonel yardım almayı gerektiren bir durumdur. Sınava psikolojik olarak da hazırlanmak, sınav sırasında zamanı, bilgiyi kullanabilmek; duyguları, düşünceleri ve koşulları iyi yönetebilmek başarıyı da beraberinde getirecektir.”
ADANA
Sınav kaygısı başarısız yapıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder